Alm. Ausscheidungssystem (n), Fr. Appareil (m), excreteur, İng. Excretion. Kanın temizlenerek idrarın meydana gelmesinde, birikmesinde, iletilmesinde ve dışarı atılmasında vazife gören yapılar. İdrarın oluştuğu yer böbreklerdir. İdrarın hasıl olmasıyla vücudun diğer organlarında meydana gelen zararlı metabolizma artıkları da vücuttan su ile atılmaktadır.
Bu şekilde dokuların iç düzeni korunmakta, vücudun tuz-su dengesi devam ettirebilmekte ve vücuttaki hidrojen iyonları konsantrasyonu sabit tutulmaktadır. İdrarın vücutta meydana gelmesi ve atılması iki safhada meydana gelmektedir. Önce, birinci idrar (Ultrafiltrat) meydana gelmekte, böbrekte nefronun borucukları boyunca, bunun büyük bir kısmı geri emilmekte, arta kalan kısım da dışarı atılmaktadır.
Proteinler dışında, ultrafiltrattaki maddeler kan ile aynı konsantrasyonda bulunur. Daha sonra su, sodyum, amino asitler, şeker vb. maddeler böbrekteki borucuklar boyunca tekrar geri emilmektedir. Bu arada üre gibi maddelerin emilmesi sınırlı olmakta ve bir kısmı da borucuklar boyunca geçen idrara salınmaktadır. Günlük meydana gelen yaklaşık 120-150 litrelik ultrafiltrattan sadece bir litresi idrar olarak dışarı atılmaktadır. Bu atılan idrara, ikinci veya esas idrar denilir. Esas idrarda vücudumuzdan zaruri olarak atılması lazım gelen maddelerin konsantrasyonu, kandaki miktarlarına nazaran çok daha yüksek bulunmaktadır. Bu maddeler arasında üre, bazı ilaçlar, kreatinin vs. sayılabilir. Böylece ortaya çıkan idrar, böbrek havuzuna atılır.
Buradan da idrar borusu vasıtasıyla mesaneye taşınır. İdrar borusunun üç yerinde bulunan darlıkları, böbrek taşlarının takılması ve ameliyat gerektirmesi bakımından önemlidir. Mesanede biriken idrar, mesaneyi belli dolgunluğa eriştirerek idrar yapma refleksi uyandırır ve idrar dışarı atılır. Mesaneden sonra gelen ve uretra denilen idrar atma borusu ile idrar yolları son bulur. Bu borucuk kadınlarda erkeklerden daha kısa olduğundan, idrar yolları ve böbrek rahatsızlıkları daha sık olmaktadır.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Bu şekilde dokuların iç düzeni korunmakta, vücudun tuz-su dengesi devam ettirebilmekte ve vücuttaki hidrojen iyonları konsantrasyonu sabit tutulmaktadır. İdrarın vücutta meydana gelmesi ve atılması iki safhada meydana gelmektedir. Önce, birinci idrar (Ultrafiltrat) meydana gelmekte, böbrekte nefronun borucukları boyunca, bunun büyük bir kısmı geri emilmekte, arta kalan kısım da dışarı atılmaktadır.
Proteinler dışında, ultrafiltrattaki maddeler kan ile aynı konsantrasyonda bulunur. Daha sonra su, sodyum, amino asitler, şeker vb. maddeler böbrekteki borucuklar boyunca tekrar geri emilmektedir. Bu arada üre gibi maddelerin emilmesi sınırlı olmakta ve bir kısmı da borucuklar boyunca geçen idrara salınmaktadır. Günlük meydana gelen yaklaşık 120-150 litrelik ultrafiltrattan sadece bir litresi idrar olarak dışarı atılmaktadır. Bu atılan idrara, ikinci veya esas idrar denilir. Esas idrarda vücudumuzdan zaruri olarak atılması lazım gelen maddelerin konsantrasyonu, kandaki miktarlarına nazaran çok daha yüksek bulunmaktadır. Bu maddeler arasında üre, bazı ilaçlar, kreatinin vs. sayılabilir. Böylece ortaya çıkan idrar, böbrek havuzuna atılır.
Buradan da idrar borusu vasıtasıyla mesaneye taşınır. İdrar borusunun üç yerinde bulunan darlıkları, böbrek taşlarının takılması ve ameliyat gerektirmesi bakımından önemlidir. Mesanede biriken idrar, mesaneyi belli dolgunluğa eriştirerek idrar yapma refleksi uyandırır ve idrar dışarı atılır. Mesaneden sonra gelen ve uretra denilen idrar atma borusu ile idrar yolları son bulur. Bu borucuk kadınlarda erkeklerden daha kısa olduğundan, idrar yolları ve böbrek rahatsızlıkları daha sık olmaktadır.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi