Güzel sözler | Fýkra | Hikaye | Þiir - Þair| Þarký sözleri | Türküler | Sohbet odalarý | Rüya | Saðlýk | Biyografi | islam | Güzeller | Paylaþ




islam << anasayfaya geri dön
ÝSTÝHKAK - islamda islamiyette dinimizde
a b c ç d e f g ð h i ý j k l m n o ö p r s þ t u ü v y z Namaz



Soru: ÝSTÝHKAK

Bir hakký isteme, onu hak etme. Bir þahsýn, bir þeyin mülkiyetini iddia etmesi, davasýný isbat etmesi, hâkimin bu malýn mülkiyetinin ona ait olduðuna karar vermesi ve maldan baþkasýnýn elini çektirmesi anlamýnda bir Ýslâm hukuku terimi. istihkâk; satým, trampa, rehin, taksim, sulh, icâre, musâkât, muzâraa, mehir açýsýndan evlilik, muhâlea bedeli, vasiyet, vakýf gibi akit ve muâmelelerde söz konusu olur. Akdin feshi bakýmýndan istihkâk ikiye ayrýlýr:

a) Mülkiyeti tam olarak ortadan kaldýran istihkâk. Burada, hak iddia edenden baþka hiç bir kimse için mülkiyet hakký devam etmez. Hür bir insanýn satýlmasý gibi. Bu, hâkimin hükmüne ihtiyaç olmaksýzýn akdin feshini gerektirir. Alan, satýcýya, satýþ bedeli ile geri döner.

b) Mülkiyeti bir kimseden baþkasýna geçiren istihkâk. Çoðunlukla muamelede bu çeþit istihkak gerçekleþir. Bir kimsenin, baþkasýnýn elindeki bir malýn kendi mülkü olduðunu iddia etmesi ve bunu delille ispat etmesi gibi. Bu, doðrudan akdi gerektirmez. Çünkü müþterinin mülkiyetinin batýl olmasýna yol açmaz. Akdin sonucu, hak iddia edenin icâzetine veya akdi feshetmesine baðlý olur. Hanefilerden saðlam bir görüþe göre, müþteri satýcýsýna satýþ bedeliyle rucu etmedikçe akit münfesih olmaz. Zahirü'r rivaye'den gelen daha saðlam görüþe göre akit, mücerred istihkâk hükmüyle (mahkeme kararý ile) deðil, karþýlýklý rýza ile fesholur. Ýstihkâk hükmü, zilyed'e (mal elinde olan kimse) þâmil olur ve mal onun elinden alýnýr. Yine, zilyedin, mülkü kendisinden aldýðý herkesi de kapsamýna alýr.

Ýstihkâk, hak isteyenin delili (beyyine) ile sabit olursa, müþteri satýcýya semenle geri döner. Burada, hâkimin hükmü, âmme velayeti sebebiyle, dava konusu olan malla ilgili herkesi baðlar. Ancak istihkâk iddiasý müþterinin veya dava vekilinin ikrarý yahut bu ikisinin yeminden kaçýnmasýyla sabit olmuþsa, rücu hakký bulunmaz. Çünkü ikrar, ikrarda bulunandan baþkasýna geçmeyen eksik bir delildir (Ýbn Abidin, Reddü'l-Muhtar; Mýsýr, t.y., IV, 199-205).

Satýlan bir mal üzerinde üçüncü bir þahsýn istihkak iddiasý, ya bu malýn bir bölümü, yahut da tamamý hakkýnda olur. Malýn bir bolümü üzerindeki hak iddiasý kabzdan önce olur ve hak iddia eden akde icâzet de vermezse, akit hak istenen miktar kadar batýl olur. Çünkü bu kýsmýn, satýcýnýn mülkü olmadýðý anlaþýlmýþ bulunur. Malý elinde tutanýn izni bulunmadýðý için akit geçersizdir. Müþteri geri kalan mal için muhayyerdir. Ýsterse bunu satýþ bedelinden kendi payý kadar bir bedelle kabul eder. Ýsterse akdi reddeder. Çünkü hak isteyen, razý olmayýnca akdin bütünlüðü, akdin tamamlanmasýndan önce müþteri aleyhine parçalanmýþ olur. Parçalanma ise mutla, yerliði gerektirir. istihkâk iddiasý malýn bir bölümü kabzedildikten sonra olmuþsa, satým akdi hak istenen miktar kadar bâtýl olur. Eðer mal, ev, otomobil, hayvan gibi bölünmez cinsten olursa bu bir ayýp sayýlýr. Müþteri dilerse bu hisseyi bedelden payý ile birlikte alýr; dilerse akdi bozar. Ancak mal, iki þey olur veya misli mallardan bulunursa, bölünebilir oluþu dikkate alýnarak, müþteri hissesiyle geri kalaný almaya zorlanabilir. Çünkü burada safkanýn bölünmesinde zarar yoktur. Bu yüzden onun akdi reddetme muhayyerliði bulunmaz.

Hak iddia eden üçüncü þahýs, satýlan malýn mülkiyetini delil (Beyyine) ile ispat etse ve hâkim onun lehine hüküm verse, satým akdi bozulmaz: belki hak iddia edenin icazetine baðlý olur. O, icazet verirse mal, müþteriye ait olarak kalýr ve kendisi satýcýdan semeni alýr. Satýcý, onun satýþ vekili gibi olur. Çünkü sonradan verilen icazet, önceden verilen vekâlet gibidir. Hak iddia eden satýþa icazet vermez ve malý almayý tercih ederse, eski satým akdi münfesih olur. Satýcý, müþteriye semeni geri vermeye borçlanmýþ bulunur.

Ýstihkâk iddiasý bir vakýf yer hakkýnda olur ve mütevelli, yerin vakýf malý olduðunu ispat ederse, satým akdi kesinlikle münfesih olur. Çünkü hiçbir kimsenin vakýfýn satýmýna icazet verme hakký yoktur (el-Mevsilî, el Ýhtiyar, II, 18, 19; el-Kâsânî, Bedâyîu's-Sanâyi, V, 288 vd.; Ýbnü'l Hümâm, Fethu'l-Kadîr, V, 175; ez-Zühaylî, el-Fýkhu'l-Ýslâmî ve Edilletüh, V, 351, 352).

Ýstihkâk iddiasýnýn, mahkemede usulüne göre isbatý gerekir. Ýslam'ýn ilk zamanlarýnda gayri menkuller henüz defterlere kayýt edilmediði için þahitle ispat yükümlülüðü onlarý da kapsamýna alýyordu. Ca'fer b. Muhammed'in þöyle dediði nakledilir: "Hz. Peygamber'in kýzý Hz. Fatma, Hz. Ebu Bekir'e söyle dedi: Fedek'i bana ver; çünkü babam onu bana vermiþti. Halife Hz. Ebû Bekir ondan þahit istedi. Bunun üzerine Ümmü Eymen ile Hz. Peygamberin azatlýsý Rabâh, þahitlik ettiler. Ancak Hz. Ebû Bekir bir erkek iki kadýnýn þahidlik etmesini istedi.

Bir kere mülk haline gelen arazi artýk sürekli olarak mâlikin olmaktadýr. Ýþlemese de elinden alýnmaz. Ancak vergisini ödemeye zorlanýr. Ancak kuru mülkiyeti (rakabe) devlete ait olan mîrî araziyi ekip-biçen bir süre terketse, iþletmek üzere baþkasýna verilirdi. Bu durumda artýk istihkak davasý da söz konusu olamazdý. Ýstihkâk davasý için ilk devirlerde zaman aþýmýna rastlanmaz. Fýkýh kaynaklarýnda görülen süreler ictihad ürünüdür. Mücahid'in rivâyetine göre, bir topluluk, baþkasýnýn arazisine hurma eker. Arazi sahipleri davayý Hz. Ömer'e götürürler. Halife þöyle der: "Onlara araziyi teslim ederek, aðaçlarýn kýymetini onlardan alýp size vereceðim" (Belazurî, Füthu'l-Buldân, terr. Zakir Kadirî Ugan, I, 54, 56; ibn Zenceveyh, Kitabu'l-Emvâlden naklen, Ali þafak, Ýslâm Arazî Hukuku, Ýstanbul 1977, s. 322, 323).

Arazi istihkakýnda içtihatla 36 yýllýk zaman aþýmý esasý getirilmiþtir. 36 yýl dava açýlmamýþsa artýk baþvurma hakký olmaz. Devlet tarafýndan belirlenen zaman aþýmý süreleri de olmuþtur. Meselâ Hz. Ömer ölü araziyi ihya için çeviren, üz yýl içinde ihya etmezse artýk hak iddia edemeyeceðine hükmettiði gibi, ardý ardýna üç yýl bir araziyi iþlemeyenin elinden, devlete ait bu arazi geri alýnmakta idi. Diðer yandan miri arazînin tasarruf hakkýný düþüren on yýllýk hak düþürücü süre tanýnmýþtýr. Mecelle'de zaman aþýmý konusu onbeþ maddede düzenlenmiþtir (Arazi Kanunnamesi, madde, 20; Ali Haydar Efendi, Arazi Kanunu þerhi, s. 109, 114; Mecelle, madde, 1660, 1675; Ali Þafak, a.g.e., s. 323, 324).

Hamdi DÖNDÜREN
 


iletisim  Reklam  Gizlilik sözlesmesi
Diger sitelerimize baktiniz mi ? Radyo Dinle - milli piyango sonuclari - 2017 yeni yil mesajlari - Güzel sözler 2003- 2016 Canim.net Her hakki saklidir.