çoban çeşmesi
başlık:çoban çeşmesi
ekrem güneşli
Bundan ..... yıl önce, yaşanmış, bir hika-
ye, hala anlatılır, Zeyniler köyünde, ben de bu hika-
yeyi, evinde kaldığım, Nur yüzlü bir ihtiyar kadının
ağzından duydum, "Satı ana , sana birşey soraca-
ğım "dedim..." Sizin şu köyün girişindeki çeşmeye
neden çoban çeşmesi ?"diyorlar. Kadın gülümsedi
" peki hocam ağnadıyım da dinle, sen de çocuklara
anlatırsın !" "Haklısın, öğrencilerim Alime adlı o
kahraman kızın hikayesini öğrenseler iyi olur..."
"Oğlum, duşmanın İzmire çıktığını duymuştuk,
içimiz kan ağlıyordu, ben o zaman, ya ondört ya
onbeş yaşlarındaydım, Padişahın Seferberlik ilan
ettiği duyuldu, her evden, eli silah tutan erkek
askerlik şubesine çağrılıyordu, babamı da çağır-
mışlardı, anam , yaşlı gözlerle uğurlamıştı babamı
gitmeden, yüzümüzden öpmüş, " Keziban,kadınım
seni sana emanet ediyorum ! Sağ kalırsam ne ala
şehit olursam, sakın arkamdan ağlama !" dedi..
Babam gibi , Devran ağanın davarını güden çoban
Halil'i de askere çağırdılar...Kıt -sat hatırlıyom
bu Halil, uzun boylu, esmer, kara yağız bir baba-
yiğit, Devran ağa, zengin olduğu için, oğlu deli
Davut'u beç vererek askere göndermedi..Alime
köy hocasının gızı, sarı saçlı, yeşil gözlü, dasdarı-
nın içinde gözel vücudu meydana çıkan, cins gısrak
gibi yerinde duramayan, gözel bir gız senin ağna
yacağın...Huyu da yüzü gibi gözel ! Ama erkek
gibi bir kız...Namusuna helal getirmiyen...Halil
sürüsünü suya çekerken, çeşmede, su dolduran
bu Alime gızı görüyo, içi gidiyo, gız da Halil'i
görüyo, hiçbir köy delikanlısına yüz vermeyen
kız, delikanlıyı seviyor, Halil, bir rüya görüyor
köy gadınlarından duydum, emme yalan emme
gerçek, rüyasında, düşmanın köye girdiğini
Devran ağa ile oğlu Davut'un düşman Yüzbaşısı
ile iş birliği yapıp, erkekleri askere giden genç
kadınlara gızlara tecavüz ettiğini, topraklarına el
koyduğunu, ama efe kıyafeti giymiş bir gızın
köylü kadınlarının önüne geçip, dağa çıktığını
ve bir çeteye katıldığını görüyor...
Halil ile Alime, o günden sonra çeşmede bulu
şuyorlar. Halil, sürüyü tuza çekmek bahanesiyle
gızla görüşüyor, bir birine sevdalanıyorlar, ama
Halil'i vatan borcu bekliyor, çeşmede son buluşma
ları oluyor bu...
* * * *
Düşmanın bizim köye de gireceği söylentisi
kulaktan kulağa yayılıyordu. Anamı, köyün kadın
larını bir korku almıştı. Köyde, muhtar, köykorucu
çocuklar, genç kızlar ve yaşlılardan başka hiçibir
erkek yok...Köyün tarlalarını genç kadınlar sürüyor
ve ekiyor...Ama, Devran ağa ile oğlu, erkeklerin
yokluğundan da faydalanarak, bizim topraklarımızı
alacağı, kadınlar arasında konuşuluyor. Bu Alime
gız, ağaya ilk karşı çıkan oluyor, babası onu erkek
gibi yetiştirdiği için, iyi silah kullanmasını ve ata
binmesini biliyormuş, anam " Alime ! Gız başınla
ağaya nasıl garşı geleceksin, senin yüzünden
tüm köylüye eziyet edecek !" diye onu uyarıyor
"Fatma bacı, eğer ağa gorktuğumuzu anlarsa
tüm topraklarımıza gonar !" diye karşı çıkıyor.
Uzatmayım, Alime gız, köyden birden kayboldu.
Kimi aldı başını gitti dedi kimi de dağ köyündeki
emmisinin yanına gitti dedi. Senin ağnaycağın
her gafadan bir ses çıkıyor.
Devran ağanın, kasabadaki Yunan Yüzbaşı
Aleksiçe, bir mektup yazdığı, köye davet ettiği
mektubu muhtarın götürdüğü dedikodusu köyde
dedikodusu edilmeye başlanmıştı. Köyde olan
bir kaç yaşlı , dışında, bize yardım edecek tek
bir erkek yok...
Sakarya Nehrinin üstünde eski bir köprü var.
Bu köprüde, geceleri bazı hareketler oluyormuş
Anam, ben ve kız kardeşlerim korkmasın diye
bize anlatmıyor...Sokakta, erkek çocuklarından
duyuyorum..."Düşman askeri hazırlık yapıyormuş
diye fısıl fısıl bir birine anlatıyor. Ben ve birkaç kız
merak edip sorduğumuzda, "sizin aklınız ermez !"
diye bizi tersliyorlar...Davut, un Düşman Yüzbaşıya
gözüne kestirdiği gızları peşkeş çekeceği haberi
köyün gadınlarını çok gızdırmıştı.
" Vay it eniği, kimin dölü , babası ne ki oğlu o
olsun !" diye söyleniyordu. Anam, Düşman gelirse
bizim namusumuza helal gelmesin diye ırmağın
öte geçesindeki dayımın evine göndermeye
hazırlanıyordu.
Bir gece, itler acı acı uludu. Anam, yorganı
başımıza çekti, ama kendisi uyumamıştı...
"Off...Allah'ım düşman gorkusu yetmezmiş gibi
Devran ağa D...başımıza tebelleş oldu bir de
diye söyleniyordu.
Alime gızdan ne bir haber ne de bir iz vardı.
Gecenin bir yarısı olmuştu, silahı olan , samanlığa
saklamıştı korkudan, düşman köyü basarsa evde
bulup ta, işkence yapmasın diye...Ama Devran ağa
iti, köyde kimde silah olduğunu ,kimde kama ve
bıçak, kılıç olduğunu biliyordu.
Dakikalar geçmek bilmiyordu. Evlerde tüm
ışıklar söndürülmüş, perdeler çekilmişti...Zifiri
bir karanlık vardı dışarda...Köpekler, ürmeye
başladı, silah sesleri ve düşman askerlerini
taşıyan askeri cemselerin, tekerlek gıcırtıları
sarhoş Yunan askerlerinin bağırmaları duyulu-
yordu. Korkumuzdan sesimizi çıkaramıyorduk
"Ana düşman askerleri namusumuza da el atar
mı ?" diye saf saf soruyordum. Anam, gözleri
yaşlı, "Bilmiyorum gızım, Allah'tan başka kimsemiz
yok ! Ona sığınıyorum "diye çaresizliğini belli
ediyordu.
Devran ağa iti ile oğlu Davut'un dışarıdan
sesleri geliyordu. Anam, pencereyi aralayıp ne
gonuştuklarını duymaya çalışıyordu..Babamdan
kalma, çifteden başka, hiçbir silahımız yoktu.
Anam, pencereyi hafifçe açarak, dışarıda neler
olduğunu anlamaya çalışıyordu...Bizi saklayacak
evin içinde hiçbir yer yoktu. Kapının önünde düş-
man askerleri devriye geziyordu. ağlamaya
başlamıştık.
* * * *
"Sonra ne oldu Satı ana ?" dedim...Hele
bir soluklanıyım oğlum...Malum yaşlılık..."
" Kaç yaşındasın Satı ana ?" diye sordum...
" Var bir yüz ya, ötesini bilmem ..."
HİKAYENİN İKİNCİ BÖLÜMÜNDE
BULUŞMAK ÜZERE KALIN SAĞLICAKLA
çoban çeşmesi hikayesini okudunuz. Bu hikaye 13787 kez okundu. << Önceki Hikaye || Sonraki Hikaye >>
Bu kategoride en çok okunan 10 hikaye
1. aşk hikayesi(çok acıklı):( 2. herşey telefonla başladı 3. Çok Özel Bir Hikaye 4. Benim hikayem 5. 23 NUMARALI OTOBÜS 6. EN ACI SEVGİLİLER GÜNÜ 7. ELVEDA BITANEM 8. O EVLİYDİ 9. LeYLa ile MecNuN 10. Bir AŞK Masalı
|