yusuf hayaloðlu
HAKKINDA YAZILANLAR
Ýþte þiirine en yüksek telifi alan þair
HEM ÞAÝR, HEM RESSAM, HEM DE MÜZÝK ADAMIYDI AMA YILLARCA BEKLEDÝ. EMEÐÝNÝN GERÇEK KARÞILIÐINI BULMASI ÝÇÝN BEKLEDÝ. BU BEDEL YÜKSEKTÝ. ÇÜNKÜ BÝR ÞEYÝN DEÐERÝ BEDELÝYLE MENKULDÜ. VE O FÝYAT VERÝLDÝ. SADECE DOKUZ ÞÝÝR ÝÇÝN TAM 125 BÝN DOLAR ALDI, KASETE OKUDU. ÞÝMDÝ KÝTAP YOLDA..
’ndan bahsediyoruz. Onlarca sanatçýnýn okuduðu 'Daðlarda kar olsaydým' yada Ýbrahim Tatlýses’in meþhur 'Nankör kedi' gibi türkülerinin yaratýcýsý.. Veya 'Yorgun Demokrat'ýn, 'Nazlýcan ve Bedirhan'ýn, 'Hani benim gençliðim'in, 'Bir acayip adam'ýn ve yüzlercesinin þairi... Ezilenleri, altta kalanlarý, tutunamayanlarý bir baltaya sap olamayanlarý yazýyor. , hayata bakýþýný, neden bu kadar beklediðini, þiirlerinin arkasýndaki bilinmeyen dünyasýný ÝMEDYA’ya anlattý.
Pazar günü ikindi vakti Cihangir’de bir apartmanýn giriþ katýndaki küçük dairesinin kapýsýný çaldýðýmýzda, tatlý gülümsemesiyle karþýladý bizi. Tek baþýnaydý. Ne bir korumasý, nede menejeri vardý yanýnda. Önce vakti geldiði için arka taraftaki þirin bahçesini suladý, sonra soðuk bir þeyler ikram etti, ardýndan marlborosunu yaktý ve baþladýk sohbete.
17-18 yaþlarýna kadar amaçsýz ve bir o kadar haþarý geçen gençliðini anlattý önce. Kendisini hiç inþa etmemiþ bir insandý. Ardýndan gelen yoðun bir araþtýrma öðrenme dönemi.. Ama ne araþtýrma.. Kur’an’dan Marksizm’e, Maosizm’e, Budizm’den Freud’a kadar bütün felsefeler ve dogmalar.. ''Kendime bir iç þemþiye aradým. Bunu buluncaya kadar hiçbir örgüte, partiye, derneðe girmedim.'' diyor :
''Bütün bu felsefelerin hayatý tam açýklamadýðýný ve zorlandýðýný gördüm. Teori, pratiði belirlemeye çalýþýyordu ama pratik buna direniyordu. Bunun nedenini araþtýrdým ve doðanýn þaþmaz dengesinde, kusursuzluðunda buldum. Doðaya aykýrý hiçbirþey mümkün deðil. Deðiþtirmek mümkün deðil. Pratikte ne ise onu anlamalýsýn. Onu zorlayarak deðiþtiremezsin. Onu, o pratiðin içindeyken deðiþtirebilirsin. Dýþardan ahkam keserek deðiþtiremezsin. Birden iç þemsiyeyi buldum ve natüralist olmaya karar verdim.''
Ýþte bugünkü Yusuf’u böyle yakalamýþ: ''Þu anda bir uçaktan dünyayý seyreder gibiyim. Ordan tel örgüler gözükmüyor. Yukardan baktýðýn zaman, dev bir coðrafya.. Ýnsanlar karýnca sürüsü gibi, evler kibrit kutusu gibi. Ayrýlýklarýn anlamý olmadýðýný gördüm. Hepimiz doðanýn parçasýyýz. Olabildiðince sevmek, iyi yaþamak, ahlaklý, erdemli olmak lazým.''
bir buçuk sene önce ilk þiir albümü ‘Ah Ulan Rýza’yý çýkardý. Ardýndan geçtiðimiz günlerde ikincisi geldi, 'Bir Acayip Adam':
Hayaloðlu, ilk albümün dinleyicilere biraz aðýr geldiðini, þimdi ise daha basit, anlaþýlýr þiirler seçtiðini söylüyor. Türkiye’de sadece kendisine mahsus özelliði ise kendi þiirlerini okumasý, onlara besteler yapmasý. Yani herþeyiyle kendine ait, bir anlamda ‘Sesli kitap’..
Ama sýrada yazýlý kitap da var. Þimdiye kadar hiç kitabý olmamýþ. ''Artýk zamaný geldi'' diyor. ''Neden?'' sorusuna þu ilginç ve bir o kadar düþündürücü cevabý veriyor:
''Albümü yapmaya zorlayan koþullar þöyle geliþti. Ben kendi kârýmý düþündüm. Onun için geç kaldý. Materyalist anlamda deðil. Mantýðým þu: ‘Benim emeðim para etmeyecek kadar basitse, o zaman sende benim kasetimi yapma.’ Bu bedel yükseldi, tatmin edici bir noktaya gelince, ‘tamam’ dedim. Kitapta da aynýsýný yapýyorum. Þiir kasetinde Türkiye’nin gelmiþ geçmiþ en yüksek þiir telifini alan insaným. 125 bin dolar aldým 9 þiir için.. Tek þiir 13-14 bin dolar yapýyor. Bu bir övünme deðil. Bu þu demek: Bir þeyin deðeri bedeliyle menkuldür. Sen bir þeye çok büyük deðer biçebilirsin ama bakalým o parayý veren var mý? Þimdi onu kanýtladým ben. Benim þiirimin kaç para ettiðini kanýtladým . Ayný þeyi kitapta da yapýyorum. Ve Türkiye’de gelmiþ geçmiþ, ölmüþ veya yaþayan insanlarýn alýp alacaðý en yüksek telifi iki üç puan yüksek alýyorum. Bu yakýnda da çýkacak.''
kendi deyimiyle halk þiiri yapýyor. Ýþte ilk albümüne isim veren ‘Ah Ulan Rýza’dan bir pasaj:
Neden hala gelmedi
Yoksa saatimi þaþýrdý bu hýyar
Gerçi hiç saati olmadý ama en azýndan birine sorar
Cebimde bir lira desen yok
Madara olduk meyhaneye
Ah eþek kafam benim
Nasýl da güvendim bu hergeleye
Gelse balýða çýkacaktýk
Ne çekersek kýzartýp
Bir kilo rakýyla yutacaktýk.
Bu sandalý geçen hafta çalýntýdan düþürdük
Arkadaþlar ýsrar etti
Biz de iyi olur bize uyar diye düþündük.
...
Böyle devam edip giden ve Hayaloðlu’nun yorumuyla insanýn tüylerini diken diken eden bir þiir ‘Ah Ulan Rýza’...
Halk þiirini þöyle savunuyor þair:
''Halk þiiri yapmanýn zararý yok. Ne diyorlarsa desinler. Ben halký seviyorum. Yani natürel, avam yaþamayý seviyorum. Kültürüm de bu, sokaktan gelmeyim. Bunu da inkar etmiyorum. Zamanýnda kolej muadili okudum, akademi okudum, batý kültürü okudum, Þekspir, Marks okudum. Yani sonuçta hiçbirþey deðil, hiçbiryere varamýyorsun. Yani gelip geleceðin nokta bir kara toprak derler ya. Neticede halkýn denizine giriyorsun. O denize girdiðin zamanda tertemiz oluyorsun, mis gibi oluyorsun. Bunda ne zarar var. Baþta biraz zorlayarak oldu. Þimdi tamamen hazmettim. Geldiðim yere geri döndüm. Ordan gelmiþtim. Baþka yere uçtuk, bir marifetmiþ gibi. Sanatçýlara da onu tavsiye diyorum. Þatolarýndan çýksýnlar. Kozalarýndan çýksýnlar. Halkýn içine karýþsýnlar. Ýki tane entel barda oturup kendi kendilerine sanat yapýyorlar. Kendi kendilerine þiir okuyor, kendi kendilerine ödül veriyorlar. Kendi kendilerine dergi çýkartýyorlar. Kitap çýkarýyorlar. 1500 tane basýyorlar, onu da eþe dosta hediye ediyorlar. Gelsinler halkýn denizinde yýkansýnlar, arýnsýnlar biraz.''
bu konuda çok dolu. Mesele ‘türkü’ye geliyor:
''Türkü hayatýn bizatihi kendisi. Halkýn kendisini ifade ettiði sözlü müzikli bir durum. Bazý TV kanallarýnda türkü yasak. RTÜK’ten dolayý sabahýn 5’ine koyuyorlar. Gazete çýkarýyorsun, halkýn kültürüyle alakasý yok. Sanat sayfasý yapýyorsun. Tam sayfa caz. Tam sayfa bilmem ne. Bunlarýn ne alakasý var bizim kültürümüzle. Ondan sonrada ‘niye halk okumuyor’ diye soruyorlar. Halk yok ki yayýnlarda. Türkü dinlemeyen halký bilemez. Türkü bin yýllardýr var, ortaasyadan akýp geliyor. Nerelerde konaklamýþ. Nereleri dolaþmýþ ve gelmiþ Anadolu’nun baðrýnda akýyor. Sen bu ýrmaðý görmezden geldiðin zaman, zaten hiçbir yerini kavrayamazsýn. Ezilenleri, altta kalanlarý, tutunamayanlarý bir baltaya sap olamayanlarý seviyorum. Onlar bana hoþ geliyor. Halin vaktin yerinde hiçbir problemin yok, neyini yazacaðým ben senin yani. Ýyi durumdaki bir adamýn, herþey çok güzel demesinden sýkýlýyorum. Sanatçýnýn ekmeði burada, hayatýn çeliþkilerinden maðduriyetlerinden çýkar.''
Hayaloðlu halkýn içinde olunca, bir o kadarda siyaset ve ekonomiyle ilgili. Ve yaptýðý þu yorum bugünkü sosyal bunalýma felsefik bir pencere açýyor:
''Çok çalkantýlý dönemler yaþadým, ekonomik yönden... Ama halký bu kadar umutsuz, mutsuz hiç görmemiþtim. Yarýna dair hiçbir umut kalmamýþ. Bu, en büyük uçurum, en büyük reaksiyon... Nasýl sosyal bir patlama olmuyor inanamýyorum. Bu korkunç bir tevekkül, korkunç bir sabýr. Allah sabýr versin. Ama insanlar artýk akýllandý. Vatan, millet nutuklarý ekonomiyi açýklamýyor. Halk, 'Sen bunlarý derken benim cebimdekini götüyorsan, lanet olsun' diyor. Halk bunu görmüþ artýk. Herkesin elinin kendi cebinde olduðunu görmüþ. Komünizm niye çöktü? Herþeyin devletin olmasýndan ve devletin içinde devletten palazlanan insanlardan dolayý çöktü. Ýnsan mutsuzsa hiçbir ideoloji onu etkilemez. Bir çocuðun karný açsa sen ona dünyanýn en güzel masalýný da anlatsan o çocuk aðlar. Karný tok olan, masallar arasýnda tercih yapar. Çocuðun karný aç. Halkýn karný aç, ne masal anlatýrsan anlat. O yüzden halk tercihlerini de ideolojik olarak yapmýyor. Halk kimde ekmek olacaðýný sanýyorsa ona sarýlýyor. Ama denize düþen yýlana sarýlýr.''
Hayaloðlu ile sohbet çok tatlý, çok uzun.. Ve buraya sadece küçük bir bölümünü alabildik. Ýki saatten fazla kaldýðmýýz o küçük, þirin dairesinden bir daha görüþmek üzere, fakat bu defa diðer kaseti beklemeden buluþmak üzere ayrýlýyoruz.
Bu biyografi (yusuf hayaloðlu) 11778 kez okundu.
Biyografi: yusuf hayaloðlu Hayatý-yaþamý hakkýnda bilgi veriyor. |